Ufukta referandum mu, seçim mi var?
15 Ekim 2016
Geçen hafta siyasi hava birden bire referanduma odaklanmış bir görünüme büründü. MHP lideri Bahçeli’nin konuşması, her ne kadar kendisi ve partisi tarafından bu mealde olmadığı şeklinde defalarca kez düzeltilse de, AK Parti yetkililerince “başkanlık sistemi” çağrısı şeklinde yorumlandı ve referandum ihtimalini gündeme getirdi. İlk olarak Başbakan Yıldırım konuyu gündemine alıp referandum ihtimaline vurgu yaptı. Sonra birçok AK Partili yetkili tarafından da konu yinelendi. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop bir adım daha ileri giderek referandumun 2017 yılı ilkbaharında yapılabileceğini söyledi.
Yasal manada, Anayasa değişiklik tekliflerinin yasalaşması için Meclis’ten en az 367 oy desteği lazım (Cumhurbaşkanı, isterse bu durumda dahi değişiklik tekliflerini referanduma sunabilir ama mevcut ortamda böyle bir ihtimal yok). 367’nin altında kalıp da 330 ve üzeri oy desteği alan teklifler nihayetinde referanduma sunulur ve orada da salt çoğunluk aranır. Bu kapsamda, mevcut Meclis aritmetiği dikkate alınırsa, AK Parti’nin 317 sandalyesi yeterli olmayacak (TBMM Başkanı Kahraman’ın oy kullanma hakkı yok). CHP ve HDP’nin bu teklife kesinlikle karşı oldukları bilindiğinden dolayı dikkatler MHP’nin kararı üzerinde olacak. Her ne kadar MHP cephesinden gelen son açıklamalar aksini söylese de son kararın ne olacağını, tecrübe ile sabit, kimse bilemiyor. Önümüzdeki haftalar MHP’nin kararı açısından önemli. MHP’nin parlamenter sistem yanlısı olduğu ve bu nedenle de bu tarz bir teklife soğuk bakacağını rahatlıkla söyleyemiyoruz zira “parlamenter sistemi savunmak” ile bunu halkın görüşüne sunmanın farklı şeyler olabileceği şeklinde bir yorumun gelebileceğini, yine tecrübe ile, biliyoruz!
AK Parti’nin yol haritası ise MHP’den gelecek (ya da kapı arkasından fısıldanacak) karara bağlı olacak. Bu kapsamda bu hafta çok önemli. Öncelikle, 17 Ekim’de düzenlenecek AK Parti MKYK toplantısında konu detaylı bir şekilde görüşülüp yol haritası üzerinde durulacak. Sonrasında Başbakan Yıldırım’ın CHP ve MHP liderlerinden görüşme talep etmesi beklenebilir (gerçi CHP ile yapılacak olası bir görüşme formalite niteliğini aşamayacaktır). MHP’den gelecek sinyal sonrasında ise konu 21-23 Ekim’de Afyon’da düzenlenecek danışma kurulu toplantılarında ele alınacak. Karar ya referandum yönünde olacak ya da… seçim! Bu konuyu bir sonraki yazımızda ele alacağız.
Konuya bir de kısaca finansal piyasalar cephesinden bakalım. Ülkece yaklaşık son üç senedir bir türlü tam manasıyla ekonomiye odaklanamıyoruz. Bu sürede kaç kez seçim yaptığımızı çoğumuz hatırlamayacaktır bile… Ekonomik tablo ise son aylarda hızla bozuluyor. Makro ekonomik göstergeler geriden geldiğinden dolayı bu bozulmayı tam olarak göstermiyor olsa da sokağa çıkıp iş dünyasının nabzını tutmak dahi durumun vehametini anlamaya yetecektir. Yanı başımızda büyük bir güvenlik sorunu yaşanırken ve içeride de terör belasından bir türlü kurtulamazken referandum, ya da seçim kararı almanın finansal piyasalarca hiç de olumlu karşılanmayacağını söylemek için herhalde müneccim olmaya gerek yok!