2020 yılı için 5 finansal yatırım alternatifi…

Kıymetli metal fiyatlarındaki yukarı yönlü eğilimin 2020 yılında da süreceğini tahmin ediyoruz.

Son yılların zayıf para birimi olan Euro’nun 2020’de ABD Doları karşısında değer kazanacağını öngörüyoruz.

Orta ve uzun vadeli kredi faizlerinin dip seviyelere gelmiş olduğunu, bu nedenle de Türk şirketlerinin TL cinsi borçlanmalarını sabit faizli ve uzun vadeli yapmaları gerektiği kanaatindeyiz.

Geçen haftaki bültenlerimizde dünya ve Türkiye ekonomisini hem 2019 muhasebesi hem de 2020 yılı öngörülerimiz ile detaylı bir şekilde analiz ettik. Bugün ise 2020 yılı için 5 ayrı yatırım alternatifini ön plana çıkarmaya çalışacağız. Öncelikle, yatırım perspektifi açısından bir takvim yılının oldukça uzun olduğunu ve varlık fiyatlamalarında en az birkaç kez eğilim değişikliği yaşanabileceğini belirtmekte yarar var. Bu nedenle de yılın tamamı için tek bir yön tahmini ortaya koymak doğru olmayacaktır. Bununla birlikte, bugün itibariyle baktığımda, fikir olarak aşağıdaki alternatiflerin makul olduğunu düşünüyoruz.

  1. Kıymetli metal fiyatlarında yukarı yönlü eğilimin 2020’de de süreceği kanaatindeyiz. Bu kapsamda altın ve gümüşü eşit oranda içeren bir yatırım tercihini listemizin ilk sırasına koymayı uygun görüyoruz. Neden? a) Kıymetli metal fiyatları, USD faizleri ile ters orantılı, risk algısı ile doğru orantılı hareket ediyor. Parasal genişlemenin ivme kazandığı dönemlerin kıymetli metal fiyatları açısından avantajlı olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda 2020, altın ve gümüş için olumlu bir döneme sahne olabilir zira genişlemeci politikaların süreceğini tahmin ediyoruz. b) ABD-Çin ticaret görüşmelerinin çıkmaza girdiği her dönemde kıymetli metal fiyatları sert yükseliş kaydetmişti. 2020’de bu riskin özellikle teknoloji konusu kapsamında gündeme gelebileceğini düşünüyoruz. c) Dünyada merkez bankaları sürekli olarak altın satın alıyor. 2018 yılında 651 ton ile 1971’den bu yana en yüksek alım yapılmıştı. 2019’un elimizde verisi olan ilk üç çeyreğinde 2018’in aynı dönemine göre %12 daha fazla altın alınmış. Özellikle de Rusya, Çin ve Türkiye’nin alımları dikkat çekiyor. d) Jeo-politik risklerin yükseldiği dönemlerde kıymetli metaller de talep görüyor. Mesela son günlerde K.Kore’nin füze denemesi haberleri bu kapsamda altın ve gümüş fiyatları üzerinde etkili oldu. 2020’de şimdiden jeo-politikada ne olacağını tahmin etmek güç ama elimizdeki haber seti risklerin kademeli bir şekilde tırmanabileceğine işaret ediyor. Mesela, Rusya’da sesten hızlı nükleer başlık taşıyabilme kapasitesine sahip yeni füzelerin hizmete girmesi ile Başkan Putin, dünyada artık istediğimiz noktayı vurabiliriz açıklamasında bulundu! Bu görüşlerin ışığı altında XAUUSD’de yıl içerisinde 1650 dolar seviyesinin aşılacağını düşünüyoruz. XAGUSD’deki yükselişin biraz daha belirgin olabileceğini ve 22.5 dolar seviyesinin üzerine çıkılabileceğini tahmin ediyoruz. Türk yatırımcılar gram altın ve gümüşe de yatırım yapabilirler.
  2. Euro’nun 2020 yılında ABD Doları (USD) karşısında değer kazanacağını tahmin ediyoruz. Bu çerçevede EURUSD paritesinde uzun pozisyonu hedefleyebilecek bir yatırım tercihini listemizin ikinci sırasına koymayı uygun görüyoruz. Neden? a) Geçen haftaki değerlendirmelerimizde detaylı bir şekilde anlattığımız üzere Avrupa’da uzunca bir süredir negatif olan tahvil faizlerinin bu sene artıya geçeceğini ve Euro cinsi varlıkların çok ufak oranda da olsa faiz ödeyeceklerini düşünüyoruz. b) Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) çiçeği burnunda başkanı Lagarde maliye politikalarının kullanımını öneriyor. Henüz bu politika kapsamında hedeflerin odağındaki Almanya’dan ses çıkmasa da fikir olarak dahi bu yönde politikaların uygulanması Avrupa ekonomilerinde kısmi bir toparlanmaya neden olabilir. c) Geçen haftaki bültenlerimizden de hatırlayacağınız üzere Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) bilanço genişlemesine devam edeceğini düşünüyoruz. Özellikle de öngördüğümüz geniş çaplı kar realizasyonlarının ardından ve sonrasında da seçimlere giderken Başkan Trump’ın yoğun baskıları karşısında… FED’in bilanço büyüklüğü ile USD’nin değeri arasında negatif yönlü kuvvetli bir ilişki bulunmaktadır. d) Merkez bankalarının rezervleri içerisinde USD’nin payı kademeli bir biçimde azalıyor (1999’da %70 olan oran 2018’de %64.5 idi). Bu eğilim 2019 yılında ivme kazandı ve %62 ile modern tarihin en düşük seviyesine gelindi. Bu görüşlerin ışığı altında 2020 yılında EURUSD paritesinin en az 1.15’li rakamlara yükseleceğini öngörüyoruz. Ancak, bu hareketin öncesinde, EURUSD paritesi 1.10 seviyesinin altına inebilir, hatta 1.08’i bile görebilir. Bu nedenle de EURUSD uzun pozisyona girilmesi için acele edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz.
  3. Petrol fiyatlarının 2020 yılında mevcut seviyelerden aşağı yönde bir eğilim kaydedeceğini öngörüyoruz. Bu nedenle de Brent’de kısa pozisyonu amaçlayacak bir yatırım tercihini listemizin üçüncü sırasına yazıyoruz. Neden? a) Dünya ekonomisinde resesyon kaygıları azalsa da bu riskin tamamı ile giderilmediği kanaatindeyiz. ABD ile Çin’in ticaret görüşmeleri kapsamında birinci safha anlaşmaya imza atsalar da özellikle teknoloji konusunun yer alacağı safhalarda derin ve keskin görüş ayrılıkları olduğunu biliyoruz. Dahası, ABD’nin Çin ile sorunları çözse bile Avrupa ile de benzer sıkıntılar yaşayacağından endişe ediyoru. Bu gelişmeler dünya ekonomisine ilişkin kaygıları koruyabilir. b) Petrol arzı sürekli artıyor. Mesela, Suudi Arabistan ve Kuveyt ortak sınırdaki tarafsız bölgede dört yılı aşkın bir sürenin ardından yeniden petrol üretimine başlamak için anlaşmaya vardı. Tarafsız bölge olarak adlandırılan bu alanda günlük 500bin varile kadar petrol üretilebiliyor. Bu tutar, Petrol İhraç Eden Ülkeler Topluluğu’nun (OPEC) en küçük üç üyesinin her birinin üretiminden daha fazla bir miktarı işaret ediyor. Dahası, ABD başta olmak üzere kayagazı üretimi arzın talebin üzerinde olmaya devam edeceğine işaret ediyor. c) 2020’de Rusya ya da S.Arabistan’ın enerji stratejisinde radikal bir değişim olabileceğini düşünüyoruz. Bugüne kadar fiyatların yukarı yönde gitmesi için çabalayan iki ülke bu strateji ile pazar liderliğini ABD’ye kaptırdılar. 2012 öncesinde üretim klasmanında ilk ikide yer almayan ABD kayapetrol sonrasında hızla birinciliğe çıktı ve şu an günlük yaklaşık 18 milyon varil ile %18 pazar payı ile dünyada ilk sırada bulunuyor. d) 2020 yılı için olmasa da önümüzdeki 5-10 yıllık süre zarfında fosil yakıtların kullanımında azalma olacak. Son dönemde yaşanan iklim değişimlerinin neden olduğu korku otoriteleri bu kapsamda hızlı adım almaya itebilir. Hulasa, şu an 68 dolar/varil seviyesinde olan Brent cinsi ham petrol varil fiyatının 2020 yılında 60 dolar/varil seviyesine doğru bir geri çekilme yapacağını düşünüyoruz. Ancak, 60 dolar/varil seviyesinin altının da kalıcı ve anlamlı olmayacağı kanaatindeyiz.
  4. Hisse senetleri 2019 yılını eşsiz bir performansla tamamladı. Bloomberg’in takip ettiği 94 hisse senedi endeksinin 74’ü yılı artıda tamamlarken 30’unun artış hızı %20’nin üzerinde gerçekleşti. MSCI dünya hisse senedi endeksi yaklaşık %25 artarak zirve yaptı. Bu performans hiç şüphesiz sonsuza dek sürmeyecek. Bir noktadan sonra kâr realizasyonu yaşanması kaçınılmaz olacaktır ki bunu sağlıklı bir gelişme olarak da görmekte yarar var. Yeni bir yükseliş trendine girilmesi için endekslerin durup nefeslenmesi de gerekmektedir. Bundan dolayı küresel hisse senetlerinde kısa pozisyon alma tercihini listemizin dördüncü sırasına yazıyoruz. Neden? a) Hisse senedi piyasaları 2019 yılında neredeyse tüm olumlu beklentileri fiyatladı. Bu kapsamda temel olarak ABD-Çin ticaret anlaşmasının ilk safhası ve merkez bankalarının ultra-gevşek para politikaları. “Beklenti alınır, gerçekleşme satılır” ilkesinden hareketle artık sıranın satış kısmına geldiğini düşünüyoruz. b) Şirket karları hisse senedi fiyatlarına eşlik edemiyor. F/K oranları 2019’da gelişmiş ülkeleirn tamamında yükseliş kaydetti. Eğer ekonomiler düşünüldüğü kadar büyümeyecekse ve dolayısıyla da karlarında önemli bir artış olmayacaksa F/K oranlarının mevcut yüksek seyri bir noktadan itibaren kar realizasyonunu tetikleyebilir. Bu kapsamda, 2020’nin ilk birkaç haftasında da hisse senedi performansının göreceli olarak olumlu olacağını ancak sonrasında genele yayılan bir kar satışı eğiliminin hakim olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle de küresel hisse senetlerinde Ocak ayı ortasından itibaren kısa pozisyon alınabilir. Bu tercih, bu başlık altındaki ilk öneriyi teşkil ediyor. Ancak, Kasım ayında ABD’de düzenlenecek seçim öncesinde borsalarda olumlu bir performans olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle de hisse senetlerinde (MSCI dünya) tepe noktasından %15 daha aşağıda bir seviyeye gelinirse o durumda da uzun pozisyon alınması gerektiğini öngörüyoruz.
  5. Türk Lirası cinsi faizler 2019’un ikinci yarısında keskin bir düşüş sergiledi. Şöyle ki, bundan daha altı ay önce mevduat faizleri %22-24 civarında, kredi faizleri ise en iyi müşteride %25 iken şu an tek haneli seviyeleri telafuz etmeye başladık. Bu başlık altında kurumsal yatırımcılar için bir öneride bulunma niyetindeyiz. Orta-uzun vadeli kredi faizlerinde dip seviyelerin görüldüğü kanaatindeyiz. Bu nedenle de bu noktadan itibaren sabit faizli kredi kullanılması / tahvil ihraç edilmesi; borçlanma vadesinin de uzatılması gerektiğini düşünüyoruz.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *