2019 yılı çok zor geçecek gibi görünüyor. Siyahı kuğuların sıklıkla görülmesi muhtemel…
Yatırım cephesinde Altın yeniden parlayacak gibi…
ABD Doları’nın küresel anlamda değer kaybedeceğini, EURUSD paritesinin 1.2250’ye yükseleceğini tahmin ediyoruz.
Türk mali piyasaları yılın en sakin günlerinden birini geride bırakırken Amerikan mali piyasaları tarihinin en kötü Noel arifesini yaşadı. Başkan Trump’ın FED’e yönelik sert eleştirileri ve Hazine Bakanı Mnuchin’in almaya çalıştığı önlemlerin daha fazla paniğe yol açması piyasalarda sert kayıplara neden oldu. Olay bununla da sınırlı kalmadı… Başkanın ticaret danışmanı Navarro Çin ile yürütülmekte olan görüşmelerin başarılı sonuçlanmayacağını tahmin ettiğini söyledi. Sanki bilinçli bir şekilde piyasalar hedef alındı! Bunun sonucunda da normal şartlarda sakin bir seyir izlemesi gereken küresel mali piyasalar dün sert dalgalanmalar kaydetti. Hisse senetleri tabiri caizse çakıldı. ABD ekonomisinin daha fazla ivme kaybedeceği beklentisi petrol cephesinde kayıpları artırdı: Brent cinsi ham petrol varil fiyatı 50.6 dolar ile son 16 ayın dibini gördü. Öte yandan artan jeopolitik riskler ve siyasal belirsizlikler Altın’ın ons fiyatını 1274 dolar ile son 6 ayın en yüksek seviyesine itti.
Yılın son günlerinde bültenimizi yeni yıla ilişkin tahmin ve öngörülerimize ayırırız. Bu yıl da aynı yoldan gitme arzusundayız ancak o kadar ciddi bir belirsizlikle karşı karşıyayız ki bırakın koca bir seneyi tahmin etmek, bir gün sonrasını dahi öngörmenin zor olduğu dönemden geçiyoruz. Küresel ekonomi açısından söyleyebileceğimiz ilk şey büyümenin ivme kaybetmesidir. Ticaret savaşlarının tetiklediği bu eğilim özellikle de Avrupa ve Çin cephelerinde hissediliyor. PMI verilerinin de teyit ettiği durgunluk sinyalleri hisse senetleri üzerinde sert bir satış baskısına neden oluyor. Böyle bir ortamda merkez bankaları para politikalarını gevşek tutmayı sürdürmek zorundalar. Bu kapsamda Avrupa Merkez Bankası’nın faiz arttırma gibi bir opsiyonunun kalmadığı kanaatindeyiz. Hatta, 2018 sonu itibariyle sonlandırdığı tahvil alımlarına yeniden başlamayı dahi düşünebilir! Zira şirketler cephesi ekonomik yavaşlama ile birlikte borçlarını çevirmede sorun yaşayabilir. Benzer risk Çin cephesinde de var. Çin’in yeni yıla girerken daha büyük bir finansal çalkantı yaşama riski var!
Dünya ekonomisi ivme kaybederken bu eğilime karşı direnen tek ülke ABD idi. Vergi indirimleri ile %4-5 büyüme patikasına erişen ABD tarihinin en şaşaalı dönemlerinden birini yaşıyordu. Ama bir yandan ticaret savaşlarının etkisi, öte yandan Başkan Trump’ın son dönemde takındığı tavır ile bu tablo tersine dönecek gibi… Zaten hisse senedi endeksleri de bunu fiyatlıyor. S&P500 endeksi dün 2017 yılı Nisan ayından bu yana en düşük seviyeyi gördü. Böyle bir ortamda FED’in faiz artırma ihtimali de azalmış oluyor. Her ne kadar son toplantıda 2019 yılı için 2 faiz artırımı ihtimaline yer verilmiş olsa da son gelişmelerin ışığı altında FED’in faiz artırımı için uygun bir ortam olmadığı kanaatindeyiz. Zaten vadeli piyasalar da bunu fiyatlandırıyor. Normal şartlarda bu tarz bir beklenti ABD Doları’nda değer kaybı yaratırdı. Ancak o derece büyük belirsizlikler var ki ABD Doları güvenli liman özelliğinden dolayı talep görüyor. 2019 yılında ABD ekonomisi açısından dikkat edeceğimiz esas risk resesyon yaşanıp yaşanmayacağı… Faiz eğrisinin yataylaşması bu riske işaret ediyor. Trump’ın yarattığı ultra belirsizlik de bu havayı pekiştiriyor. Piyasalar bunun FED’i gevşemeye iteceğini düşünüyor. Ancak bu defa sert bir krize FED dahi engel olamayabilir…
Emtia cephesinde son iki ayda yaşanan fiyat hareketleri hayra alâmet olmayan bir tabloya işaret ediyor. Ekim ayı başında 86 doları gören Brent cinsi ham petrol varil fiyatı iki buçuk ay sonra 50 dolarda… Dünya ekonomisinde sert bir yavaşlana riski fiyatlanıyor gibi. Endüstriyel maden fiyatları da petrol kadar sert olmasa da ekonomik yavaşlama riskini yansıtıyor. Artan ekonomik ve siyasal riskler Altın’a yaramış gibi. Aslında 2018 yılına girerken de riskli bir hava vardı ancak kripto para birimleri tüm talebi üzerine çekmişti. Kripto para balonu yıl içinde patlayınca Altın güvenli liman anlamında yegâne park yerlerinden biri olarak kaldı. Mevcut belirsizliklerin sürmesi durumunda 2019 altının yeniden parladığı bir yıl olabilir.
Siyah kuğu metaforunu hatırlayacaksınız. Bu bültende birkaç kez yer verdiğimiz bu metafor beklenmedik ya da tahmin edilmesi güç olaylara işaret ediyor ve diyor ki bu yönde bir olay vuku bulması halinde ortaya çıkacak tabloyu önceden öngörmek imkansızdır. 2019 yılı siyah kuğuların yılı olmaya aday! Bunun nüveleri de şimdiden gözlemleniyor. Ulusalcılar ve küreselciler arasındaki rekabet çatışma ortamına sürükleniyor. ABD Başkanı Trump’ın sert tutumu ve yaklaşımı küresel barışı tehdit eder hâle yaklaşıyor. Dünyada seçmen aşırı sağa kayıyor. Özellikle de Avrupa’da. Sosyalist kökene sahip olan İsveç’te dahi sağcı parti bu yıl yapılan seçimi ikinci sırada tamamladı. AB’nin son 10 yılını şekillendiren Almanya Başbakanı Merkel yavaş yavaş siyasetten ayrılıyor. Fransa’da Cumhurbaşkanı Macron’un popülaritesi her geçen gün biraz daha erirken sosyal çalkantılar koltuğunu tehdit ediyor. İngiltere tüm yılı Brexit belirsizliği ile geçirdi ve yeni yıla girerken kaotik bir tablo olan anlaşmasız bir çıkış riski ile karşı karşıya… Başbakan May’in siyasi kariyeri de büyük bir risk altında! Herhalde gelişmiş ekonomiler için daha kötüsü olamazdı.
Çin ekonomisi de ivme kaybetmeyi sürdürüyor. ABD’nin uyguladığı ticaret savaşı adımları Çin’in büyümesini daha da aşağı baskılıyor. Otoriteler önlem almaya çalışsa da kurumsal borçlar risk teşkil ediyor. Bir zamanların komünist Çin’i şu an kapitalizmin merkezi durumuna geldi. “Tek kuşak, tek yol” projesi ile Çin’in 2019 yılında ülke dışında önemli yatırımlar ve satın almalara gidebileceği görülüyor. Buna karşın iç talebin zayıflığından dolayı 2016 yılı başındaki gibi bir finansal tablodan endişe ediliyor. Japonya uzun yıllardır durgunlukla baş başa. Ultra gevşek para politikası ile bu sorun şu ana kadar sadece ertelendi. 2019 yılında da aynı politikalarını uygulanmaya devam edilmesi bekleniyor. Asya ülkelerinin ekonomik döngüleri bir yandan ticaret savaşlarının geleceğine, diğer yandan ise Çin’in performansına bağlı olacak.
Bu görüşlerin ışığı altında bizi zor bir yılın beklediği aşikâr. Böyle bir ortamda tahminlerde bulunmak çok güç. Küresel bir ekonomik kriz ihtimali gözardı edilmeyecek kadar yüksek! Bu nedenle temkinli ve tedbirli stratejilerin izlenmesi gerek. Gelelim finansal fiyatlara ilişkin tahminlerimize. 2018 yılında EURUSD paritesini hemen hemen nokta isabet ile tahmin edebildik: 1.1250 seviyesine doğru düşüşü yılın ortasında öngörmüştük. 2019’da EURUSD’nin tersine döneceğini öngörüyoruz. Her ne kadar AB ekonomilerinin zayıf kalacağını düşünsek de FED’in faiz artırımlarını durdurma ihtimali yılın genelinde ABD Doları’nı zayıflatabilir. 2019 sonu için EURUSD tahminimiz 1.2250. Ancak yıl içinde çok sert dalgalanmalara hazır olmamız gerek. Aşağı yönde 1.0750’ye varan bir düşüş, yukarıda ise 1.25’lerin bir miktar üzeri olabilir. Bu yıl Pound’un (GBP) değerleneceğini tahmin etmiştik. Bu öngörümüz tutmadı zira Brexit süreci olabilecek en sorunlu yapıya büründü. Bu belirsizlikler 2019 yılına taşınırken aralarında yeni bir Brexit oylaması ve erken seçimin de yer aldığı birçok uç risk ile karşı karşıyayız. 2019’un ilk çeyreğini bu riskler ile geçirdikten sonra yılın geri kalan kısmında GBP soluklanabilir. 2019 yılı için en favori finansal araç olarak Altını görüyoruz. Kripto para birimlerinin cazibesini yitirmesi ile Altın fiyatlarının ons cinsinden 1450 dolara kadar yükselebileceğini tahmin ediyoruz. Dış dünya ve piyasaları için tahminlerimiz bu kadar. Yarınki bültenimizde Türkiye’ye odaklanmaya gayret edeceğiz.